bakınmak

listen to the pronunciation of bakınmak
التركية - الإنجليزية
look around

She did nothing but look around. - O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.

During my childhood, I used to come here frequently, look around and think. - Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

look about
prov. to be examined by (a medical doctor, a midwife, etc.)
to look around, look about, gaze about, look in several directions (often used with etrafına)
bakın
see

You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses... - Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...

For further information, see page 16. - Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.

bakın
look

No, thank you. I'm just looking around. - Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

bakın
vide
dört yanına bakmak/ yana bakınmak
to look all around
etrafına bakınmak
to look around
merakla bakınmak
rubberneck
merakla bakınmak
rubber
oraya buraya bakınmak
poke about
التركية - التركية
Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
Muayene olmak
bakınma
Bakınmak işi
bakınmak
المفضلات