bakış açısı

listen to the pronunciation of bakış açısı
التركية - الإنجليزية
point of view

We should consider the problem from a child's point of view. - Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

This is a valid point of view. - Bu geçerli bir bakış açısıdır.

viewpoint

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

Her viewpoint is limited. - Onun bakış açısı sınırlıdır.

perspective

I've decided to approach the problem from another perspective. - Soruna başka bir bakış açısından yaklaşmaya karar verdim.

I share his political perspective. - Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.

outlook

Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life. - Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

He has a very materialistic outlook on life. - Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

standpoint
feeling
Viewpoint, line of sight, line of vision, outlook, standpoint
line of sight
point of view, standpoint, angle
line of vision
aspect
(Bilgisayar) elevation
slant
stance
contention
light
angle
the point of view
geniş bakış açısı
perspective
kişisel bakış açısı ile ilgili
subjective
التركية - التركية
Bir olayda, konuyu, düşünceyi belirli bir yönden inceleme, görüş açısı
görüş açısı