baharda

listen to the pronunciation of baharda
التركية - الإنجليزية
in spring
Bahar
(isim) Spring

Next spring I want to go to Hawaii. - Önümüzdeki bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.

At last, spring has come to this part of Japan. - Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.

bahar
{i} May

Maybe after easter, spring will come. - Belki paskalyadan sonra bahar gelecek.

The villagers are dancing around the Maypole. - Köylüler bahar bayramı direğinin etrafında dans ediyorlar.

bahar
spring; verdure, flowers, blossoms
bahar
youth, youthful period of life
bahar
verdure
bahar
seasoning

Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water. - Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.

Who's truly hungry don't need no seasoning. - Kim gerçekten açsa hiçbir baharata ihtiyacı olmaz.

bahar
blossom
bahar
spices

Tom added some interesting spices to the stew. - Tom, güvece bazı ilginç baharatlar ekledi.

I love Korean food because of the hot spices. - Sıcak baharatlarından dolayı Kore yemeklerinin seviyorum.

bahar
blossoms
bahar
spring of
bahar
of the season between winter and summer
bahar
1.spring (the season)
bahar
of spring

I'm looking forward to the return of spring. - Baharın gelişini iple çekiyorum.

I'm looking forward to the return of spring. - Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

bahar
springtide
bahar
(Tabiat Doğa) (bitki) [syn.: bahar, baharat, ot] herb, spice
bahar
springtime

Many flowers start blooming in springtime. - Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.

bahar
flowers, blossoms
bahar
{i} spice

Hunger is the best spice. - Açlık en iyi baharattır.

The only spice Tom puts on meat is pepper. - Tom'un ete koyduğu tek baharat biberdir.

bahar
{i} youth
bahar
{i} flower

Many flowers start blooming in springtime. - Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.

This plant flowers at the beginning of spring. - Bu bitki baharın başlarında çiçek açar.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف baharda في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

bahar
A weight used in certain parts of the East Indies, varying considerably in different localities, the range being from 223 to 625 pounds
التركية - التركية

تعريف baharda في التركية التركية القاموس.

BAHAR
(Osmanlı Dönemi) f. Kış ile yaz arasındaki mevsim. İlk bahar. Rebi
bahar
Gençlik çağı
bahar
Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar
bahar
Kuzey yarım küre için, 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim, ilkyaz, ilkbahar: "Biz çiçeği bahardan bahara görürüz."- T. Buğra
bahar
Sığır gözü, papatya, sığır papatyası, sarı papatya
bahar
Kuzey yarım küre için, 21 martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziran'da gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim
bahar
Kuzey yarım küre için, 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim; ilkyaz, ilkbahar
bahar
Yiyecek ve bazen de içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber gibi maddelerle yapılan karışım
baharda
المفضلات