Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Tom gave the waiter a very good tip.
- Tom garsona çok iyi bir bahşiş verdi.
He gave a tip as a sign of gratitude.
- Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.
When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.
- Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.
We don't want to tip them.
- Onlara bahşiş vermek istemiyoruz.
In Japan it is not customary to tip for good service.
- Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.
- Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.
Tipping isn't usually done here.
- Bahşiş genellikle burada yapılmaz.
Tax and gratuity aren't included.
- Vergi ve bahşiş dahil değildir.