Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
- Walking in the park, I found a baby bird.
Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
- The mother elephant bathes her baby in the river.
Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.
- Tom wasn't able to find a babysitter on such short notice.
Tom Mary'nin Cuma gecesi çocuklara bakıcılık yapmayı kabul edeceğine dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks there's a good possibility that Mary will agree to babysit the children on Friday night.
Bu küçük bebek on dolarlık bir banknot yırttı.
- This little baby tore up a 10 dollar bill.
Mary'nin bebeği bir aydan daha küçük.
- Mary's baby is less than a month old.
Bebekler aç olduklarında ağlarlar.
- Babies cry when they are hungry.
Bebekleri izlemek ilginçtir.
- Babies are interesting to watch.
Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
- The baby is asleep. Don't make a noise.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Tom, bir bebek gibi davranıyor.
- Tom is acting like a baby.
Tom bir bebek gibi ağladı.
- Tom cried like a baby.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?