başvurmak

listen to the pronunciation of başvurmak
التركية - الإنجليزية
consult
appeal
apply

I'd like to apply for a job. - Bir iş için başvurmak istiyorum.

Bilingual teenagers are encouraged to apply. - İki dilli gençler başvurmak için teşvik edilmektedir.

refer
resort

It is sometimes acceptable to resort to violence. - Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.

I had to resort to threats to get my money back. - Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

turn to
look to
resort to

It is sometimes acceptable to resort to violence. - Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.

I had to resort to threats to get my money back. - Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

(Hukuk) appeal for
call on

He had to call on all his experience to carry out the plan. - O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.

fall back on
put in
to have recourse to, turn to; to resort to
to apply to; to submit an application to: Hangi okullara başvuruyorsun? Which schools are you applying to?
approach
fall back upon
to apply; to have recourse to, to resort to, to turn to sb/sth, to fall back on sb/sth; to consult; to appeal to; to refer
call upon
have recourse to
put in for
apply to
get in touch (with)
have resort to
apply for

I'd like to apply for that position. - O pozisyon için başvurmak istiyorum.

I'd like to apply for a visa. - Bir vize için başvurmak istiyorum.

appeal to
make an application
başvur
apply for

It is up to you to apply for the job. - Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.

Regardless of age, everybody can apply for it. - Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.

başvurma
{i} resort

Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants. - Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.

We should not resort to violence. - Şiddete başvurmamalıyız.

baş vurma
consultation
başvurma
(Askeri) pitching
doktora başvurmak
seek medical advice
başvur
{f} referenced
başvur
fall back on

I can fall back on my savings if I lose my job. - İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.

Many families had lost their savings during the war and had nothing to fall back on. - Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.

başvur
betake
başvur
fell back on
başvur
{f} appeal

They appealed to us for help. - Onlar yardım için bize başvurdular.

Tom appealed for help. - Tom yardım başvurusunda bulundu.

başvur
{f} referring
başvur
appeal to

We should appeal to reason instead of resorting to violence. - Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.

başvur
resort to

We should not resort to violence. - Şiddete başvurmamalıyız.

No matter how angry he was, he would never resort to violence. - Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.

başvur
refer

Writers often refer to a dictionary. - Yazarlar genellikle bir sözlüğe başvururlar.

A dictionary is an excellent reference book. - Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.

başvur
fallen back on
başvur
make reference to
başvur
betook
başvur
apply to

We need to apply to the bank for a loan. - Bir kredi için bir bankaya başvurmamız gerekiyor.

Apply to the office for further details. - Daha çok bilgi için ofise başvurun.

başvurma
consultation
başvurma
{i} referring
başvurma
reference
başvur
betaken
avam kamarasından istifaya başvurmak
apply for the chiltern hundreds
başvurma
(Hukuk) application
başvurma
consult

You should consult the dictionary. - Sözlüğe başvurmalısın.

He is proud of the fact that he has never consulted a doctor in his life. - O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.

başvurma
enrollment
başvurma
recourse
başvurma
enrolment
başvurma
application; consultation
her yola başvurmak
move heaven and earth
her yola başvurmak
go for broke
her yola başvurmak
go any lengths
her yola başvurmak
go to all lengths
her yola başvurmak
go all lengths
her yola başvurmak
go to great lengths
her yola başvurmak
go great lengths
her çareye başvurmak
to go to great lengths, to leave no stone unturned
hileye başvurmak
wangle
işe başvurmak
apply for a job
kaba kuvvete başvurmak
manhandle
kanuni yollara başvurmak
to take legal steps, go to court
kuvvete başvurmak
to resort to force
mahkemeye başvurmak
to litigate
mahkemeye başvurmak
litigate
tekrar başvurmak
reapply
temyize başvurmak
appeal against
yasal yollara başvurmak
take a legal action
yasaya başvurmak
appeal to the law
üst mahkemeye başvurmak
appeal
şiddete başvurmak
strong arm
şiddete başvurmak
to resort to violence/force
şiddete başvurmak
to resort to brute force
التركية - التركية
Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak
Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek veya bir işte bir şeyden yararlanmak amacıyla ona el atmak, müracaat etmek
başvurma
Başvurmak işi, müracaat
başvurma
(Osmanlı Dönemi) müracaat
başvurmak
المفضلات