başlayan

listen to the pronunciation of başlayan
التركية - الإنجليزية
inceptive
entrant
starting in
inception
(Tıp) incipient
başlayan kimse
starter
başla
begin

School begins at nine and is over at six. - Okul dokuzda başlar ve altıda biter.

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

başla
began

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

başla
(Bilgisayar) run

They began to run all at once. - Hep birden koşmaya başladılar.

He stopped smoking and started running. - Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

başla
log on
başla
begun

The War of 1812 had begun. - 1812 Savaşı başlamıştı.

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

Now let's get down to work. - Şimdi çalışmaya başlayalım.

I've never seen him really get down to work. - Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
-den başlayan
starting from
başla
log#on
ile başlayan
starts with
aynı satırdan başlayan
run on
istemsiz kas hareketleriyle başlayan bir hastalık
chorea
oluşmaya başlayan
nascent
oyuna başlayan taraf
(iskambil) pone
yeni başlayan
beginner

This book is suitable for beginners. - Bu kitap yeni başlayanlar için uygundur.

This book is a good guide for beginners. - Bu kitap yeni başlayanlar için iyi bir rehber.

yeni başlayan
inchoative
yeni başlayan
incoming
yeni başlayan kimse
intrant
yürümeye başlayan çocuk
toddler

The toddler wobbled when he first stood up. - Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MÜBDİ
başlayan
المفضلات