başlatmak

listen to the pronunciation of başlatmak
التركية - الإنجليزية
start

Starting a fight with Tom wasn't such a good idea. - Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.

Tom came here today looking to start a fight. - Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.

initiate
begin
commence
to get or allow (someone) to begin (something)
(Konuşma Dili) to get (someone) started, get (someone) going, cause (someone) to start rehearsing a long list of complaints
open
institute
to start, to initiate, to instigate; to trigger, to cause; to cause to swear
set off
induct
(Hukuk) to initiate, to introduce
start , initiate , launch
give a start
get going
lead away
launch
stir up
lead off
trigger
open the ball
(Biyokimya,Tıp) induce
trigger off
mount
inaugurate
activate
instigate
originate
precipitate
wage
pick up
invoke
cause
usher
kick off
initialize
touch off
bring into
open up
başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başlatma
{i} initiating
başla
began

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

başlatma
{i} induction
başla
(Bilgisayar) run

They began to run all at once. - Hep birden koşmaya başladılar.

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

başlatma
(Bilgisayar) invocation
başlatma
(Bilgisayar) booting
başlatma
(Bilgisayar,Teknik) initialization
başlatma
(Denizbilim) promoter
başlatma
launch

They decided to launch a major attack. - Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.

The general decided to launch an offensive against the enemy camp. - General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.

başlatma
(Biyokimya) promotor
başla
{f} beginning

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

başla
log on
başla
begun

The War of 1812 had begun. - 1812 Savaşı başlamıştı.

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

I've never seen him really get down to work. - Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

başla
commence

Direct flights between New York and Tokyo commenced recently. - New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.

Commencement is typically the first or second Saturday in April. - Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
başlatma
initiation
başla
log#on
başlatma
starting, initialization
başlatma
{i} sendoff
başlatma
(Nükleer Bilimler) start

Tom came here today looking to start a fight. - Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.

Tom certainly looks like he wants to start a fight. - Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.

dava işlemlerini başlatmak
(Hukuk) to institute proceedings
inceleme başlatmak
start an investigation
inceleme başlatmak
launch an investigation
istifinden başlatmak
slang to make (someone) swear
kanuni takibat başlatmak
institute legal proceedings
kavgayı başlatmak
set about
mektepe başlatmak
slang to sell
oyunu başlatmak
kick off
proje başlatmak
launch a project
savaş başlatmak
go to war
soruşturma başlatmak
institute an inquiry
yayını başlatmak
sign on
yemin töreniyle başlatmak
swear in
yemin töreniyle başlatmak
swear into
yeminle işe başlatmak
swear in
yeminle işe başlatmak
swear into
yeniden başlatmak
restart , software reset
yeniden başlatmak
reopen
التركية - التركية
Birinin kötü konuşmasına yol açmak
Başlamasına yol açmak: "Kendini küçük yaşta zorla kemana başlatan amcasını o anda şefkatle hatırladı."- H. Taner
Başlamasına yol açmak
başlatma
Başlatmak işi
başlatmak
المفضلات