The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
- Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
We've got three major problems that need to be solved.
- Çözülmesi gereken başlıca üç sorunumuz var.
That was my major complaint.
- O başlıca şikayetimdi.
Hinduism is the main religion in India.
- Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
Fossil fuels are the main causes of global warming.
- Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir.
The principal natural isotope of aluminium is aluminium-27.
- Alüminyum'un başlıca doğal izotopu alüminyum-27'dir.
The organization plays a principal role in wildlife conservation.
- Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar.
Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.
- Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir.
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
- Kazanın başlıca nedeni öngörülemeyen havaydı.
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
- Kazanın başlıca nedeni öngörülemeyen havaydı.
The chief crop of our country is rice.
- Ülkemizin başlıca ürünü pirinçtir.