In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
- Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
If you had helped me, I could have accomplished the work.
- Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.
Ken finally accomplished what he set out to do.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
He'll succeed in time.
- O zamanla başarılı olacak.
He will without doubt succeed in the exam.
- Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
He has no chance of succeeding.
- Onun başarma şansı yok.
I have serious doubts about their plan succeeding.
- Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.
If you are to succeed in the exam, you must study hard.
- Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
I worked hard to succeed.
- Başarmak için sıkı çalıştım.
Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
- Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
I will accomplish it at all costs.
- Ben, ne pahasına olursa olsun onu başaracağım.