başarılar

listen to the pronunciation of başarılar
التركية - الإنجليزية
good luck
achievements

He is always boasting of his achievements. - O, her zaman başarılarıyla övünüyor.

What are Tom's main achievements? - Tom'un başlıca başarıları nedir?

başarı
success

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

başarı
{i} achievement

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

başarılar dilemek
wish somebody success
başarı
accomplishment

This is no trivial accomplishment. - Bu önemsiz bir başarı değil.

Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment. - Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

başarı
prosperity
başarı
feat

That's not an easy feat. - Bu kolay bir başarı değil.

The international space station is an amazing feat of engineering. - Uluslararası uzay istasyonu inanılmaz bir mühendislik başarısıdır.

başarı
victory
başarı
{i} attainment
başarı
triumph
başarı
success, accomplishment, achievement, prosperity
başarı
speed
başarı
{i} win

Thus he succeeded in winning her heart. - Böylece onun kalbini kazanmada başarılı oldu.

You win some, you lose some. - Her zaman başarılı olamazsın.

başarı
{i} stroke
başarı
{i} go
başarılar dilemek
wish someone luck
başarılar dilemek
(deyim) congratulate on
başarılar dilemek
(deyim) congratulate upon
başarılar dilerim
i wish you success
başarı
joy

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

başarı
acquirement
başarı
{i} achieving
başarı
diplomacy
başarı
performance
başarı
in success
başarı
succeeding

If you're trying to scare me, you're succeeding. - Beni korkutmaya çalışıyorsan başarıyorsun.

I have serious doubts about their plan succeeding. - Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.

başarı
success of
başarı
(Hukuk) achievement, triumph
başarı
deed

This deed became one of the most emblematic milestones of the Revolution. - Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.

başarı
smash
başarı
click
başarı
effort

He failed due to lack of effort. - O, çaba eksikliği nedeniyle başarısız oldu.

He failed in his business in spite of his efforts. - O, çabalarına rağmen işinde başarısız oldu.

başarı
show

She wanted to show off her cleverness during class, but she failed. - O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.

The show was a success. - Gösteri bir başarıydı.

başarı
hit

Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success. - Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.

His last play was a big hit. - Onun son oyunu büyük bir başarıydı.

başarı
success#
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف başarılar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Başarı
(deyim) flying colors
التركية - التركية

تعريف başarılar في التركية التركية القاموس.

Başarı
sükse
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet: "Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı."- H. E. Adıvar
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet
başarılar
المفضلات