başa çıkmak

listen to the pronunciation of başa çıkmak
التركية - الإنجليزية
cope

He didn't have enough experience to cope with the problem. - Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.

handle

It's hard to handle crying babies. - Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.

I've had it. All I've done today is handle complaints. - Bıktım artık. Bugün bütün yaptığım şikayetlerle başa çıkmak.

help
get over
overcome
Get over, handle, overcome, cope, help
to cope with

He didn't have enough experience to cope with the problem. - Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.

(Hukuk) cope with

He didn't have enough experience to cope with the problem. - Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.

keep up with something
master
do
cope up with
(deyim) get a handle on
withstand
deal

Is it easy to deal with? - Başa çıkmak kolay mı?

The police took immediate action to deal with the riot. - Polis isyanla başa çıkmak için hemen harekete geçti.

başa çıkmak
المفضلات