He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
Tom will have to handle that.
- Tom onunla başa çıkmak zorunda kalacak.
It is difficult for me to handle the case.
- Durumla başa çıkmak benim için zor.
He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
The police took immediate action to deal with the riot.
- Polis isyanla başa çıkmak için hemen harekete geçti.
Something must be done immediately to deal with this problem.
- Bu sorunla başa çıkmak için derhal bir şey yapılmalı.