تعريف bağımlısı في التركية الإنجليزية القاموس.
- abusers
- Plural of abuser
- bağımlı
- {s} addicted
He is addicted to cocaine.
- O, kokaine bağımlıdır.
Stop playing video games. You're addicted.
- Video oyunu oynamaya son ver. Bağımlı oldun.
- bağımlı
- dependent
The boy is totally dependent on his parents.
- Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
He is still dependent on his parents.
- O hâlâ ailesine bağımlıdır.
- bağımlısı olmak
- addict
- bağımlısı olmak
- to be addicted to
- bağımlı
- {i} addict
He is addicted to cocaine.
- O, kokaine bağımlıdır.
Tatoeba is addictive.
- Tatoeba bağımlılıktır.
- bağımlı
- subsidiary
- bağımlı
- clinging
- bağımlı
- dependant
- bağımlı
- (Dilbilim) included
- bağımlı
- subordinate
- bağımlı
- (Dilbilim) literal
- bağımlı
- (Bilgisayar) child
Don't let your children become couch potatoes.
- Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
This former child actor later became a drug addict.
- Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.
- bağımlı
- vassal
- bağımlı
- contingent
- bağımlı
- ancillary
- bağımlı
- (Bilgisayar) slave
- seks bağımlısı
- sex addiction
- televizyon bağımlısı
- (Argo) couch potato
After being ill for a long time, Jane turned into a couch potato.
- Uzun süre hasta olduktan sonra, Jane televizyon bağımlısı oldu.
A couch potato is something that I don't want to be.
- Bir televizyon bağımlısı benim olmak istemediğim bir şey.
- bağımlı
- subject
- bağımlı
- heteronomous
- bağımlı
- subordinative
- bağımlı
- reliant
- bağımlı
- in dependent
- bağımlı
- addıcted
- bağımlı
- dependent of
- alkol bağımlısı
- alcohol addict
- bağımlı
- habitual
- bağımlı
- given to
- bağımlı
- inveterate
- bağımlı
- addict; freak
- bağımlı
- to be addicted
- bağımlı
- interdependent
- bağımlı
- hooked
Tom's hooked on cigarettes.
- Tom sigara bağımlısı.
- bağımlı
- {s} linked
- bağımlı
- bound
- bağımlı
- {i} freak
She's a control freak.
- O bir kontrol bağımlısı.
- bağımlı
- in the bondage of vice
- bağımlı
- tributary
- bağımlı
- {s} confirmed
- ilaç bağımlısı
- drug addicted
- içki bağımlısı
- habitual drunkard
- lsd bağımlısı
- acid head
- met bağımlısı
- met addicted
- morfin bağımlısı
- morphinomaniac
- uyuşturucu bağımlısı
- drug addict
Tom became a drug addict.
- Tom uyuşturucu bağımlısı oldu.
Tom is a drug addict.
- Tom bir uyuşturucu bağımlısı.
- uyuşturucu bağımlısı
- drug addicted
- uyuşturucu bağımlısı
- (l.s.d.) acid head
- uyuşturucu bağımlısı
- addicted to drugs