bağış

listen to the pronunciation of bağış
التركية - الإنجليزية
grant

We must not take anything for granted. - Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.

donation

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

We've received just over 3,000 dollars in donations so far. - Şimdiye kadar bağışlarda sadece 3,000 doların üzerinde aldık.

endowment

The university's endowment has decreased steadily over the last ten years. - Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.

grant, donation
donative
bounty
contribution

They are collecting contributions for the church. - Kilise için bağış topluyorlar.

gift
offering
benefaction
grant, donation, charity, benefaction, largess, largesse
offer
bestowal
largesse
largess
(Kanun) legacy
(Ticaret) subscription
giving

Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity. - Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.

I'm giving my old books away. - Eski kitaplarımı bağışlıyorum.

charity

Tom donates half his salary to his favorite charity. - Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity. - Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

beneficence
(Ticaret) concession
(Ticaret) remittance
pitance
boon
{i} benevolence
endow

She is endowed with beauty. - Güzellik ona bağışlanmış.

He endowed the college with a large sum of money. - O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

pittance
bağış kutusu
Donation box
Bağış eden endaze tutmaz
(Atasözü) The generous do not scrutinize
bağış olarak vermek
subscribe
bağış yapan kimse
grantor
bağış yapan kimse
subscriber
bağış yapmak
subscribe to
bağışlar
(Bilgisayar) pledges
bağışlar
offering
dini bağış
pittance
التركية - التركية
Hibe, teberru
Bağışlama işi veya biçimi
Bağışlanan şey, hibe, teberru
(Osmanlı Dönemi) İKRAM