bıçaklar

listen to the pronunciation of bıçaklar
التركية - الإنجليزية
knives

Three men menaced him with knives. - Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.

Please don't let the children play with knives. - Lütfen çocukların bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.

knifes
bıçak
knife

That's not a knife. THIS is a knife. - O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.

Tom cut his hand with a rusty knife. - Tom paslı bir bıçakla elini kesti.

bıçak
knives

Give us two knives and four forks, please. - Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.

Please don't let the children play with knives. - Lütfen çocukların bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.

bıçak
knife, cutter
bıçak
blade

I received a knife with a sharp blade. - Keskin ağızlı bir bıçak aldım.

The tip of the knife blade is sharp. - Bıçak ağzının ucu keskindir.

bıçak
canteen
bıçak
guillotine
bıçak
shiv
bıçak
(turbo) blade
bıçak
(Slang) chiv
bıçak
cutter
bıçak
knife used as a weapon
bıçak
{i} chive
التركية - التركية

تعريف bıçaklar في التركية التركية القاموس.

Bıçak
(Osmanlı Dönemi) SİKKÎN
Bıçak
(Osmanlı Dönemi) TİBRAK
Bıçak
(Osmanlı Dönemi) MUS
Bıçak
(Osmanlı Dönemi) MİZBAH
bıçak
Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç
bıçak
Jilet
bıçak
Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç
bıçaklar
المفضلات