التركية - الإنجليزية
تعريف büyük küçük في التركية الإنجليزية القاموس.
- great and small
- everyone, from the big to the little
- büyük balık küçük balığı yutar
- (Atasözü) A big fish swallows a little fish
- büyükle büyük, küçükle küçük olmak
- to treat people, young and old, according to their age and interests
- delik büyük, yama küçük
- (Konuşma Dili) The problem is bigger than any available solution
- küçük deli, büyük deli, beşikteki başını sallar
- (Konuşma Dili) There's not a one of them that's sane
- küçük köyün büyük ağası
- (Konuşma Dili) He really thinks he is something, but he's only a big fish in a very little pond!
- küçük puntolu büyük harf
- small capital
- küçük puntolu büyük harfler
- small capitals
- yama küçük, delik büyük
- (Konuşma Dili) The damage is great, and we're woefully unequipped to repair it