التركية - الإنجليزية
تعريف büyücüler في التركية الإنجليزية القاموس.
- magicians
- plural of magician
- büyücü
- magician
I'm very serious about wanting to be a good magician.
-İyi bir büyücü olmak istediğim hakkında çok ciddiyim.
The magician made the girl float in thin air.
-Büyücü kızı ince havada yüzdürdü.
- büyücü
- {i} sorcerer
- büyücü
- wizard
Oh, woman, you are the best wizard in the world!
-Ah, kadın, dünyadaki en iyi büyücü sensin!
I'm not a wizard, but I know what everybody says about me.
-Ben bir büyücü değilim ama herkesin benim hakkımda ne söylediğini biliyorum.
- büyücü
- {i} witch
Tom is a witch doctor.
-Tom bir büyücü doktor.
She liked to read about witchcraft.
-O, büyücülükle ilgili şeyler okumayı seviyordu.
- büyücü
- charmer
- büyücü
- {s} necromantic
- büyücü
- thaumaturge
- büyücü
- enchanter
- büyücü
- witchdoctor
- büyücü
- {i} witching
- büyücü
- necromancer
- büyücü
- witch; magician, sorcerer
- büyücü
- of magic
- büyücü
- wise man
- büyücü
- warlock
- büyücü
- magician, sorcerer; witch
- büyücü
- chaldean
- büyücü
- enchant
- büyücü
- conjure
- büyücü
- maslician
- büyücü
- {i} conjurer
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف büyücüler في التركية التركية القاموس.
- Büyücü
- sihirbaz
- Büyücü
- sahir
- Büyücü
- bağıcı
- Büyücü
- cadı
- büyücü
- Çevresindekileri çabuk ve güçlü olarak etkileyen kimse
- büyücü
- Büyü yapan kimse, sihirbaz
- büyücü
- Büyü yapan kimse, sihirbaz. Çevresindekileri çabuk ve güçlü olarak etkileyen kimse: "O ne yaman büyücüdür, şeytan tüyü var herifte."- R. H. Karay
المصطلحات ذات الصلة
büyücüler
الواصلة
bü·yü·cü·lerResimler
المفضلات