böylesine

listen to the pronunciation of böylesine
التركية - الإنجليزية
such

I have no idea what he has in mind, rejecting such a favorable proposal. - Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments. - Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

so excessively
such a, such, this
as... as this, such a, such
this

The doctor knew how to cope with an emergency like this. - Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

I never expected such a nice hotel in a place like this. - Böyle bir yerde asla böylesine güzel bir otel ummuyordum.

التركية - التركية
Bu tarzda, bu biçimde: "Doğrusu ondan böylesine bir dostluk, böylesine bir özveri beklemiyordum."- E. Bener
Aşırı bir biçimde
böylesine
المفضلات