böylesi

listen to the pronunciation of böylesi
التركية - الإنجليزية
(Konuşma Dili) such: Böylesi kadınlar evden başörtüsüz çıkmaz. Women like this don't leave the house with their heads uncovered
suchlike
such a person, a person like this; his/her/its like, one such as this; such a thing: Böylesini hiç görmemiştim. I've never seen its like. Seninle birlikte gideriz. Böylesi daha iyi olur, değil mi? We'll go together. That'll be better, won't it?
such a, this kind of
as such
this kind of
such like
such a

I have no idea what he has in mind, rejecting such a favorable proposal. - Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

Never have I seen such a beautiful sunset. - Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.

böylesi durumlarda
in such circumstances
التركية - التركية
Bunun gibisi, bu biçimde olanı: "Doğrusu Hazreti Halit'in türbedarları arasında bile böylesi zor bulunur."- H. R. Gürpınar
Bunun gibisi, bu biçimde olanı
böylesi
المفضلات