تعريف böyle böyle في التركية الإنجليزية القاموس.
- in this way
- 1. in this way (often used to avoid repeating reported speech). 2. by and by, gradually
- thus and so
- böyle
- so
- şöyle böyle
- so so
- bundan böyle
- hereafter
- durum böyle
- there it is
- işte böyle
- like this
- işte böyle
- Now you see how it is
- böyle
- that
I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.
- Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
- işte böyle
- like that
- bundan böyle
- no longer
- bundan böyle
- in future
- bundan böyle
- herein after
- bundan böyle
- from this day forth
- bundan böyle
- hence forth
- bundan böyle
- from now onward
- bundan böyle bundan sonra
- from this time forth
- böyle
- thusly
- böyle
- tolerable
- böyle
- gradually
- böyle
- as such
He is a director, and should be treated as such.
- O bir yönetmen ve böyle muamele edilmelidir.
He is a gentleman and ought to be treated as such.
- O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.
- böyle bir şey
- such a thing
- böyle biri
- such a one
- böyle iken
- anyhow
- böyle olmakla birlikte
- as well as
- böyle olsa bile
- even so
- böyle yapmak adettir
- it is usual to do so
- böyle yapmakla
- by doing so
- hal böyle iken
- with this
- hal böyle iken
- and yet
- hal böyle olunca
- under the circumstances
- hep böyle
- all along
- işte hayat böyle!
- that's life
- olur böyle şeyler
- c'est la vie
- şöyle böyle
- no great shakes
- şöyle böyle
- mediocre
- şöyle böyle
- patchy
- şöyle böyle
- rightness
- şöyle böyle
- in a fashion
- şöyle böyle
- not too bad
- şöyle böyle
- tolerable
- şöyle böyle geçinmek
- manage
- ama öyle ama böyle
- one way or another
- böyle
- this
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
- Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
- böyle giderse
- if it goes like that
- böyle sürerse
- if it goes on like that
- öyle böyle
- so that
- öyle yada böyle
- one way or another
- Böyle gelmiş böyle gider
- That's life, It's inevitable
- ben böyle sanıyorum
- that's my way of thinking
- bir öyle bir böyle
- chopping and changing
- bir öyle bir böyle olan
- uncertain
- bu böyle sökmez
- this will never do
- bu da ne böyle
- wtf (what the fuck)
- bu halin ne böyle
- what a sight you are
- bu iş böyle yürümez
- this will never do
- bundan böyle
- from now on, henceforth
- bundan böyle
- from that day forth
- bundan böyle
- from now on, henceforward, henceforth
- bundan böyle
- (Hukuk) hereinafter
- bundan böyle
- from now on
From now on, try to arrive on time.
- Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.
Tom will do that this way from now on.
- Tom bundan böyle bunu bu şekilde yapacaktır.
- bundan böyle
- henceforward
- bundan böyle
- henceforth
- bundan böyle
- henceforwards
- bundan böyle
- no more
- böyle
- sic
- böyle
- so, such, thus, like this, in this way
- böyle
- of a sort
- böyle
- such
We all wondered why she had dumped such a nice man.
- Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- böyle
- this kind of
Do you really need to go out in this kind of weather?
- Böyle bir havada gerçekten dışarı çıkman gerekiyor mu?
I've done this kind of thing before.
- Böyle şeyleri daha önce de yaptım.
- böyle
- like this
I am interested in getting a hat like this.
- Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.
- Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
- böyle
- of sorts
- böyle
- thus
Thus they decided that I was innocent.
- Böylece masum olduğuma karar verdiler.
The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
- böyle bir durumda
- on such an occasion
- böyle bir nesne yok
- (Bilgisayar) no such object
- böyle bir oylum yok
- (Bilgisayar) no such volume
- böyle bir zamanda
- at such a time
- böyle bir şey
- somewhere about
- böyle bir şey olamaz
- nothing of the kind may happen
- böyle değilse
- if this is not the case
- böyle gelmiş böyle gider
- that's life. it's inevitable
- böyle gelmiş böyle gider
- It's always been this way and it always will be
- böyle giderse
- at this/that rate
- böyle iken
- anyhow, even though
- böyle metinde aynen
- sic
- böyle olmakla beraber
- but yet
- böyle olmasını istememek
- not mean to do so
- böyle olsun istememek
- not mean to do so
- böyle olunca since this is
- the way it is, therefore, so
- böyle söylüyor
- it goes like this
- böyle söylüyorlar
- as the story goes
- böyle tablo yok
- (Bilgisayar) no such table
- böyle tipler
- people of that ilk
- böyle yaparak
- in so doing
- böyle yapmak istememek
- not mean to do so
- böyle zamanlarda
- at times like these
- böyle üst yok
- (Bilgisayar) no such parent
- durum böyle değildir
- that is not the ease
- durum böyle iken
- at this conjunction
- durum böyle olunca
- in/under the circumstances
- eğer bu böyle ise
- if this be so
- ha öyle ha böyle
- much of a muchness
- hangi rüzgâr attı buraya/böyle
- (Konuşma Dili) What on earth brought you here?/Where have you been all this time?
- hep böyle kal
- clean living
- kader böyle imiş
- That is the way it was fated to be
- keyifim böyle istiyor
- I just feel like doing it; that's all
- kâh öyle kâh böyle olan
- seesaw
- kâh öyle kâh böyle olmak
- seesaw
- takdir böyle imiş
- (Konuşma Dili) This is the way it was fated to be
- velev ki even if ...: Böyle birisini, velev ki dünya güzeli olsun, evime sokmam
- I won't allow such a person in my house, even if she's the most beautiful creature on earth!
- ya öyle ya da böyle
- in one's way or another
- öyle de battık böyle de
- in for a penny in for a penny
- öyle ya da böyle
- (Konuşma Dili) one way or another
- öyle ya da böyle
- (Konuşma Dili) one way and another
- öyle ya da böyle
- rain or shine
Rain or shine, I will go.
- Öyle ya da böyle gideceğim.
Tom intends to go, rain or shine.
- Öyle ya da böyle, Tom'un gitmeye niyeti var.
- öyle ya da böyle
- by hook or crook
- şöyle böyle
- a) fair, mediocre, tolerable, indifferent b) so so, after a fashion
- şöyle böyle
- all right
- şöyle böyle
- 1. so-so, fair to middling. 2. approximately, roughly
- şöyle böyle
- middling
- şöyle böyle
- indifferent
- şöyle ya da böyle
- by hook or by crook
- şöyle ya da böyle
- one way or the other