bölge

listen to the pronunciation of bölge
التركية - الإنجليزية
region

Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions. - Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.

Agriculture is developed in the most fertile lands of the region. - Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.

area

After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager. - Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.

She stayed in that area for a short while. - O, kısa bir süre o bölgede kaldı.

district

The natives were not allowed to enter the district. - Yerlilerin bölgeye girmesine izin verilmiyor.

He traveled through the Tohoku district this summer. - O, bu yaz Tohoku bölgesinde seyahat etti.

zone

The treaty gave the United States a canal zone. - Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.

Tom advised Mary not to drive too fast in a school zone. - Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.

territory

Angola was once a Portuguese territory. - Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.

That island is American territory. - O ada Amerikan bölgesidir.

region , zone
quarter

Tom has a very bad reputation in certain quarters. - Tom bazı bölgelerde çok kötü bir üne sahip.

sector
district, region, zone, area, belt, latitudes
state

Staten Island is one of the five boroughs of New York. - Staten Island, New York'un beş bölgesinden biridir.

Bayous are common in Gulf Coast areas of the southern United States of America. - Bayoular Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyindeki körfez kıyısı bölgelerinde yaygındırlar.

(Kısaltma) terr

This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict. - Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.

February 7th is Northern Territories Day in Japan. - 7 Şubat Japonya'da Kuzey Bölgesi Günü'dür.

precincts
(Havacılık) spool
(Ticaret) range
(Bilgisayar) state/province
terrain
spot

I've caught a lot of fish here. It's a great fishing spot. - Burada bir sürü balık yakaladım. Burası büyük bir balıkçılık bölgesi.

confine
(Askeri) pocket
compartment
locality
site

They began to develop a new industrial site near the river. - Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.

Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation. - Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.

country

The countryside is beautiful. - Kırsal bölge güzeldir.

Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions. - Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.

colony
(Bilgisayar) state/prov
division

Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions. - Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.

precinct

See you back at the precinct. - Seçim bölgesinde görüşürüz.

climate

Not all coastal regions have mild climates. - Bütün kıyı bölgelerinin ılıman iklimleri yoktur.

Coastal regions generally have milder climates. - Kıyı bölgelerinin genellikle daha yumuşak iklimleri vardır.

latitude

In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes. - Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.

sky
phase
department

Colonia is a Uruguayan department situated in the south-west of the country. - Colonia ülkenin güney-batısında yer alan bir Uruguaylı bölgedir.

corner
section; belt
ward
circumscription
parts

This flower is found in different parts of Hokkaido. - Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.

French is spoken in France and in some parts of Italy. - Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.

tract
(Hukuk) area, region, sector, territory
realm
domain
latitudes

In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes. - Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.

place
oblast

"Oblast" is a loanword in English. It means region, area, zone, province, district.

the zone
(Diş Hekimliği) regio

The coral reef is the region's prime attraction. - Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.

Agriculture is developed in the most fertile lands of the region. - Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.

{i} belt

The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter. - Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır.

province

Canada has thirteen provinces and territories. - Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.

(Diş Hekimliği) zona

I like zonal constructed languages. - Bölgesel yapay dilleri severim.

{i} section

The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism. - Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.

This is a business section of Tokyo. - Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.

area (region)
canton
serbest bölge
(Ticaret) free zone
bölge halkı
locals
bölge adı
(Bilgisayar) zone name
bölge al
(Bilgisayar) get zones
bölge ekle
(Bilgisayar) add sites
bölge halkı
community
bölge kent
conurbation
bölge müdürü
regional manager
bölge papazı
vicar
bölge/il
(Bilgisayar) state/province
Bölge Harekatı Kontrol Merkezi
(Askeri) Sector Operations Control Center (NORAD)
Bölge Müşterek Kan Programı Bürosu
(Askeri) Area Joint Blood Program Office
bölge 1
area 1
bölge 2
area 2
bölge 3
area 3
bölge Deniz subayı
(Askeri) regional Marine officer
bölge anatomisi
topography
bölge ağzı
(Dilbilim) local dialect
bölge başsavcısı
district attorney
bölge bölge
zone-by-zone
bölge değil
(Bilgisayar) not a zone
bölge dili
(Dilbilim) regional language
bölge dışı
exterritorial
bölge emniyet subayı
(Askeri) regional security officer
bölge frekans koordinatörü; otomatik frekans kontrolü
(Askeri) area frequency coordinator; automatic frequency control
bölge harp istihkam yöneticisi
(Askeri) regional wartime construction manager
bölge hastanesi
station hospital
bölge hava harekat merkezi
(Askeri) sector air operations center
bölge hava savunma komutanı
(Askeri) sector air defense commander
bölge hayvanlarının tümü
fauna
bölge irtibat grubu; çember lazer cayrosu
(Askeri) regional liaison group; ring laser gyro
bölge istasyonu
local station
bölge keşfi
(Askeri) reconnaissance of terrain
bölge keşfi
(Askeri) zone reconnaissance
bölge kilise görevlisi
district visitor
bölge kilisesi
parish church
bölge kilisesine bağlı
parochial
bölge kodu
area code
bölge komutanı
mil . section commander
bölge koordinasyon ofisi
(Askeri) regional coordinating office (DOE)
bölge muhabere elektronik imkan ve kabiliyetleri
(Askeri) area communications electronics capabilities
bölge muhabere harekat merkezi
(Askeri) area communications operations center
bölge muhabere istihbaratı (SIGINT) harekat merkezi
(Askeri) regional signals intelligence (SIGINT) operations center
bölge müşterek sağlım düzenleme ofisi
(Askeri) area joint medical regulating office
bölge oylarını toplamaya çalışan partili
ward heeler
bölge papazı
rector
bölge papazının konutu
rectory
bölge papazının makamı
rectory
bölge savunması
zone defense
bölge sayıları
zone digits
bölge tahdit listesi tahsisi B
(Askeri) assign zone restriction lists
bölge tarama
sector scan
bölge tek birimi
(Askeri) sector single-unit
bölge tek birimli radar
(Askeri) sector single-unit radar
bölge türü
(Bilgisayar) zone type
bölge uydu muhaberesi (SATCOM) destek merkezi; bölge uydu destek hücresi; bölge
(Askeri) regional satellite communications (SATCOM) support center; regional satellite support cell; regional signals intelligence (SIGINT) support center (NSA); regional space support center
bölge valiliği
regional governorship
bölge yargıcı
district judge
bölge zamanı
zone time
geri kalmış bölge
boondocks
kırsal bölge
countryside

Feeling tired from walking in the countryside, he took a nap. - Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Tomorrow I am going to the countryside by my car. - Yarın arabamla kırsal bölgeye gidiyorum.

Bölge Sorumlusu
territory executive
bölgeler
territories

This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict. - Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.

alt bölge
sub-regional
ara bölge
(Ticaret) intermediate range
ard bölge
hinterland
askeri bölge
(Askeri) military area
açık bölge
(Matematik) open region
bu bölge
(Bilgisayar) this site
bölge müdürlüğü
regional directorate
bölge müdürlüğü
(Ticaret) region headquarters
bölgeler
(Bilgisayar) sites
bölgeler
(Bilgisayar) zones

There are tough penalties for motorists who choose to ignore speed restrictions in school zones. - Okul bölgelerinde hız kısıtlamalarını görmezden gelmeyi seçen sürücüler için sert cezalar var.

Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers. - Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.

dağlık bölge
upland
etkin bölge
(Biyokimya) active site
etkin bölge
(Biyokimya) catalytic site
ev-bölge
(Bilgisayar) home state
hassas bölge
(Askeri) vulnerable area
hayati bölge
(Askeri) vital area
idari bölge
administrative zone
ileri bölge
(Askeri) forward area
bölge
territorial enclave
bölge
(Askeri) zone of interior
kalıt bölge
(Biyokimya) operon
kilit bölge
key area
kırmızı bölge
(Otomotiv) red zone
kırsal bölge
the country
kırsal bölge
the land
mısır yetiştirilen bölge
corn belt
nötr bölge
neutral zone
pilot bölge
pilot area
pilot bölge
development area
plastik bölge
(Askeri,Çevre) plastic zone
sismik bölge
(Coğrafya) seismic zone
sıcak bölge
(Bilgisayar) zone
sıcak bölge
(Coğrafya) tropics
tali bölge
(Askeri) subarea
tali bölge
(Askeri) subsector
tampon bölge
(Askeri) buffer area
tehlikeli bölge
(Askeri,Havacılık) danger area
tehlikeli bölge
hazardous area
temiz bölge
(Tıp) clean zone
tropik bölge
(Denizbilim) tropical region
turistik bölge
tourist area
turistik bölge
(Turizm) tourist region
yasak bölge
(Askeri) restricted zone
yasak bölge
(Askeri) military zone
yasak bölge
(Askeri) forbidden district
yasak bölge
(Askeri) forbidden area
yasak bölge izin belgesi
(Askeri) safe-conduct
yeni bölge
(Bilgisayar) new zone
ölü bölge
(Bilgisayar,Teknik) neutral zone
ölü bölge
(Askeri) dead space
ölü bölge
(Bilgisayar,Teknik) dead band
ölü bölge
(Gıda) dead-zone
bölge müdürlüğü
district office
bölge müdürü
district manager
bölge sorumlusu
area maganer
bölgeler
regions

Rice is grown in rainy regions. - Pirinç yağışlı bölgelerde yetişir.

Sunspots are regions of the Sun where the solar magnetic field is very strong. - Güneş lekeleri güneş manyetik alanının çok güçlü olduğu Güneş bölgeleridir.

coğrafi bölge
Geographic region
idari bölge
administrative district
kurtarılmış bölge
Safe zone. unoccupied zone
orman bölge müdürlüğü
Regional directorate of forestry
tarafsız bölge
Neutral Zone
Birleşmiş Milletler (UN) Gıda ve Tarım Teşkilatı; yabancı bölge subayı
(Askeri) Food and Agriculture Organization (UN); foreign area officer
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi bölge ofisi
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service regional office
Deniz piyade uzak bölge erişim ve çıkartma sistemi
(Askeri) Marine remote area approach and landing system
Güney Bölge Komutanlığı (NATO)
(Askeri) Regional Command South (NATO)
Hava Muharebe Komutanlığı; hava unsuru komutanı; bölge koordinasyon merkezi
(Askeri) Air Combat Command; air component commander; area coordination center
Kuzey Amerika Hava-Uzay Savunma Komutanlığı Güneybatı Bölge Harekat Kontrol Merk
(Askeri) Southwest Sector Operation Control Center North American Aerospace Defense Command (NORAD)
Kuzey Bölge Komutanlığı (NATO)
(Askeri) Regional Command North (NATO)
Manhattan'ın doğusunda kalan bölge
east side
Radyolojik Yardım Programı; geri bölge koruması; İyileştirme Faaliyeti Projeler
(Askeri) Radiological Assistance Program (DOE); rear area protection; Remedial Action Projects Program (JCS)
Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı Komutanı
(Askeri) commander, Coast Guard district
alıcı bölge
(Pisikoloji, Ruhbilim) receptor site
alış saati; bölge koordinatörü; İhtiyat Unsuru; nehir akıntısı
(Askeri) receive clock; regional coordinator; Reserve Component;river current
ana bölge
main zone
anadolu bölge müdürü
(Ticaret) anatolia regional manager
ara bölge
buffer zone
arama alt bölge genişliği
(Askeri) search subarea width
arama ve kurtarma birliği kara hızı; bölge unsuru; volt
(Askeri) search and rescue unit ground speed; sector pattern; volt
arid bölge
(Tarım) arid zone
arka bölge
personal-private territory
arka bölge
(Jeoloji) backland
arktik bölge
the arctic
arktik bölge
arctic zone
arşidükün yönetimindeki bölge
archduchy
askerden arınmış bölge
(Hukuk) demilitarized zone
askeri bölge
military zone
ayrı bölge
(Dilbilim) isolated area
ayrılmış bölge
reservation
azgelişmiş bölge
(Hukuk) underdeveloped region
açık bölge
free zone
ağaç yetişmeyen bölge sınırı
timber line
ağaç yetişmeyen bölge sınırı
latitude in the polar regions above which vegetation cannot grow
ağaç yetişmeyen bölge sınırı
timberline
başpiskoposun yönetimindeki bölge
archdiocese
belli izin sahiplerine açık ticari bölge
(Askeri) exclusive economic zone
bilinmeyen bölge
(Bilgisayar) unknown zone
birinci bölge
(Politika, Siyaset) first region
birinci bölge (seçim)
(Politika, Siyaset) first region
birincil bölge
(Bilgisayar) primary zone
buğday üretilen bölge
wheat belt
dağlık bölge
highlands, upland
dernek bölge kuruluşu
chapter
devlet bölge koordinatörleri
(Askeri) state area coordinators
donanma bölge kontrol ve gözetleme tesisi
(Askeri) fleet area control and surveillance facility
donuk bölge
(Tıp) opacity
التركية - التركية
Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye
Sınırları idari veya ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka: "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler."- Anayasa
nahiye
kesim
mıntıka
BÖLGE TRAFİK
(Hukuk) Karayollarının belli kısımlarındaki trafik işiyle ilgili olmak üzere oluşturulan trafik zabıtası
art bölge
Deniz kıyısında bulunan bir yerin gerisindeki bölge, hinterland
açık bölge
Serbest bölge
açısal bölge
Açı ile iç bölgesinin birleşiminden oluşan düzlem parçası
dikdörtgensel bölge
Dikdörtgenin sınırladığı düzlemsel bölge
bölge
Bir limanı ithalât ve ihracat etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar veya geniş bölge, hinterlant
kapalı bölge
Ulaşım, ekonomi, nüfus hareketleri ve iletişim bakımından dışarıyla bağlantısı bulunmayan yer
karesel bölge
Karenin sınırladığı düzlemsel bölge
kemiksi bölge
Kıkırdağın kemiğe dönüşmekte olduğu kemik tabakası
kırsal bölge
Genellikle tarım veya hayvancılık yapılan ve az insanın yaşadığı yer
pilot bölge
Tarım, tıp, endüstri, eğitim gibi herhangi bir çalışma alanında, devletin ve halkın ortak çalışmasıyla kalkınma hareketini kolaylaştırmak ve örnek olmak için ayrılmış bölge
serbest bölge
Bir ülkenin gümrük sınırları dışında konuşlandırılan ve ticaret rejimi açısından kısmen veya tamamen gümrük mevzuatı dışındaki düzenlemelere tâbi olan, uluslararası liman veya hava alanına yakın yerlerde kurulan bölge, açık bölge, serbest mıntıka
tampon bölge
İki devlet arasında, hudut boyunca, askerden arındırılmış toprak parçası
tarafsız bölge
Savaşta iki taraf yetkilileri veya kumandanlarınca karar verilen, askerden arınmış bölge
tropikal bölge
Tropikal kuşak
yasak bölge
Üzerinden uçakların geçme izninin sınırlı olduğu, güvenlik sebebiyle içeriye girişlerin özel olarak sınırlandırıldığı bölge
çembersel bölge
Çember ve çemberin içindeki noktaların meydana getirdiği düz yüzey
üçgensel bölge
Üçgenin sınırladığı düzlemsel bölge
الإنجليزية - التركية

تعريف bölge في الإنجليزية التركية القاموس.

bölge müdürü
Area manager
bölge müfettişi
Regional inspector
bölge ticaret müdürlüğü
Regional trade directorate
tehlikeli bölge
Danger zone
bölge
المفضلات