تعريف bölüm في التركية الإنجليزية القاموس.
- (Hukuk) chapter
This book consists of five chapters.
- Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
- department
The document was distributed to all department heads.
- Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
He is the chief of my department.
- Benim bölüm şefimdir.
- section
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
He was promoted to section chief.
- O, bölüm şefliğine atandı.
- episode
I used to watch this anime a lot when I was a kid, but I can't quite remember what happened to the hero in the final episode.
- Bir çocukken bu animeyi çok izlerdim fakat son bölümde kahramana ne olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum.
Seriously though, episode 21 made me almost cry while laughing.
- Ama cidden, ben gülerken bölüm 21 neredeyse beni ağlatıyordu.
- compartment
The bureau drawer has several compartments.
- Büro çekmecesinin birçok bölümü var.
- bit
Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love!
- Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!
- class
- part
In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
- İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano.
- Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.
- (Ticaret) paragraph
- (Ticaret) component
- stretch
- (Muzik) movement
- passage
- sector
- (Tıp) divisio
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
Sami was transferred to the central traffic division.
- Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.
- water body
- (Ticaret) element
- batch
- portio
Do you have a technical diagram for this portion?
- Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
This portion of the library is off-limits to the public.
- Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
- rubic
- subdivision
- (Bilgisayar) partition
- (Bilgisayar) dept
- (Tiyatro) act
The actor was on the stage for most of the play.
- Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
- sectional
- proportion
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
- pass
He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
- O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
- arm
The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
- Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- installment
- portion
Land occupies the minor portion of the earth's surface.
- Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
Do you have a technical diagram for this portion?
- Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- quotient
- category
- fraction
- chapter , division (math) , quotient , section
- fragment
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.
- septum
- squad
- segment
Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment.
- Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.
- portion, slice, part, division, chapter, section
- side
- sequence
- cantle
- part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
- division
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
Sami was transferred to the central traffic division.
- Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.
- instalment
- desk
- bay
- repartition
- segmentation
- contingent
- branch
- breakup
- leg
- episodes of
- the part
- chapters
Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri geç.
I've read only the first three chapters.
- Sadece ilk üç bölümü okudum.
- instal(l)ment
- bölüm adı
- (Bilgisayar) department name
- bölüm adı
- (Bilgisayar) dept name
- bölüm adı
- (Ticaret) segment name
- bölüm adı
- (Bilgisayar) sectionname
- bölüm aynası
- (Mekanik) dividing head
- bölüm başkanı
- (Eğitim) head of department
- bölüm bölüm
- piecemeal
- bölüm bölüm
- bitty
- bölüm grubu
- (Matematik) quotient group
- bölüm halkası
- (Matematik) quotient ring
- bölüm kodu
- (Ticaret) segment code
- bölüm no
- (Bilgisayar) department id
- bölüm rehberi
- (Ticaret) segment directory
- bölüm sonu
- (Bilgisayar) end of section
- bölüm başkanlığı
- department chair
- Bölüm Başlığı
- Section Heading , Section Title , Chapter Heading
- Bölüm imi
- Section Mark , Division Mark
- bölüm aralığı
- (İstatistik) class interval
- bölüm arama
- (Bilgisayar) chapter search
- bölüm başlığı
- subhead
- bölüm başlığı
- section heading
- bölüm başlığı
- subheading
- bölüm başlığı
- section title
- bölüm boyutu
- (Bilgisayar) partition size
- bölüm bölüm a little
- at a time
- bölüm dönüşümü
- (Matematik) quotient transformation
- bölüm ekle
- (Bilgisayar) add section
- bölüm etiketi
- (Bilgisayar) chapter label
- bölüm geliri
- (Ticaret) segment revenue
- bölüm gideri
- (Ticaret) segment expense
- bölüm hasılatı
- (Ticaret) segment revenue
- bölüm havalığı
- local vent
- bölüm işareti
- section mark
- bölüm koruma
- (Bilgisayar) section protection
- bölüm kümesi
- (Matematik) quotient set
- bölüm müdürü
- floor manager
- bölüm sayısı
- (Bilgisayar) partition count
- bölüm sonucu
- (Ticaret) segment result
- bölüm türü
- (Bilgisayar) partition type
- bölüm uzayı
- (Matematik) quotient space
- bölüm çoğalt
- (Bilgisayar) duplicate selection
- doğudaki bölüm
- east
- alt bölüm
- lower section
- alt bölüm
- subchapter
- alt bölüm
- underside
- alt bölüm
- subpart
- bağımsız bölüm
- detached section
- birinci bölüm
- (Bilgisayar) chapter one
- bu bölüm
- (Bilgisayar) this section
- ek (bölüm)
- appendix
- en önemli bölüm
- highlight
- en üst bölüm
- top
- işlevsel bölüm
- (Bilgisayar,Teknik) functional unit
- nitel bölüm
- category
- orta bölüm
- (Bilgisayar) middle section
- solo bölüm caz
- break
- son bölüm
- final section
- son bölüm
- epilogue
- son bölüm
- tail
- sonraki bölüm
- (Bilgisayar) next section
- sonraki bölüm
- (Bilgisayar) next chapter
- yeni bölüm
- (Bilgisayar) new section
- üçüncü bölüm
- third section
- ışıklı bölüm
- highlight
- bağımsız bölüm
- independent department
- bir kısmı, bir parça, bir bölüm
- part, a part of a section
- bölümler
- sections
Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey.
- Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı.
- bölümler
- the partitions
- bölümler
- departments
- bölümler
- chapters
The book is missing chapters 2, 5, and 13.
- Kitabın ikinci, beşinci ve on üçüncü bölümleri eksik.
The book is missing the 2nd, 5th, and 13th chapters.
- Kitabın 2'nci, 5'inci ve 13'üncü bölümleri eksik.
- bölümler
- divisions
- kitaplarda bölüm, başlık
- section in the book, the title
- ıncil'den kısa bölüm
- text
- adli bölüm
- justice department
- akademik bölüm
- (Eğitim) academic department
- alüminyum bölüm
- aluminium section
- ara bölüm
- intermediate section
- arka bölüm
- rear section
- beşinci bölüm
- fifth part
- can alıcı bölüm
- centre piece [Brit.]
- canlı çalınan bölüm
- scherzo
- dokuzda birlik bölüm
- ninth part
- dokuzda birlik bölüm
- ninth
- dörtte birlik bölüm
- quarter
- ek bölüm
- appendix
I am going to remove the appendix.
- Ben ek bölümü kaldıracağım.
- en can alıcı bölüm
- center piece
- en etkileyici bölüm
- centre piece [Brit.]
- en etkileyici bölüm
- center piece
- esas bölüm
- (Ticaret) essential part
- federal bölüm
- federal department
- gazetede edebiyata ayrılan bölüm
- feuilleton
- gönderen bölüm
- (Bilgisayar) sender department
- idari bölüm
- administrative division
- ikincil bölüm bilgisi
- (Ticaret) secondary segment information
- ilacın kullanım şeklini yazan bölüm
- signature
- ilgili bölüm
- respective department
- ilgili bölüm
- relevant department
- iç bölüm
- innerside
- iç bölüm
- department of interior
- iç bölüm
- inner section
- kitapta bölüm sonlarına koyulan süslü işaret
- tailpiece
- kompleks bölüm
- complex fraction
- koro halinde söylenilen bölüm
- chorus
- kritik bölüm
- (Bilgisayar) critical section
- küçük yazılmış bölüm
- small print
- matematik bölüm birincisi
- (cambridge) wrangler
- oyuna adını veren bölüm
- title role
- sakral bölüm
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sacral division
- sigara içilen bölüm
- smoker
- sigara içilmeyen bölüm
- non smoker
- sol bölüm
- (Bilgisayar) left section
- solo bölüm
- (caz) break
- son bölüm
- evening
- sorumlu bölüm
- (Bilgisayar) dept charged
- sıfıra bölüm
- (Bilgisayar) zero divide
- teknik bölüm
- engineering department
- tifdruk baskı ile basılmış bölüm
- (gazete) roto section
- toplam bölüm
- (Bilgisayar) totalsections
- uyumsuz bölüm
- (Bilgisayar) incompatible partition
- uzun ve sıkıcı bölüm
- longueur
- uçakta öndeki özel bölüm
- cabin
- yan bölüm
- side section
- yatılı okulda bölüm yönetmeni
- housemaster
- yinelenen bölüm
- (Bilgisayar) duplicate section
- ön bölüm
- front section
- üst bölüm
- upper section
- şirket/bölüm
- (Bilgisayar) company/dept
- şube bölüm
- collecting piece