azaltır

listen to the pronunciation of azaltır
التركية - الإنجليزية
dampens
reduces

Food packaging reduces spoilage. - Gıda ambalajı bozulmayı azaltır.

The recoil reduces the weapon's accuracy. - Geri tepme, silahın hassasiyetini azaltır.

azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

This medicine will decrease your pain. - Bu ilaç ağrını azaltacak.

azal
{f} decreasing

The country is aiming at decreasing its imports. - Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

azal
fallen off
azal
diminish

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

azal
{f} decreased

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
fall off
azal
mute
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف azaltır في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
التركية - التركية

تعريف azaltır في التركية التركية القاموس.

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azaltır
المفضلات