التركية - التركية
تعريف aza' في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Başa gelen musibete sabretmek
- (Osmanlı Dönemi) Bir kimseyi babasına nisbet etmek
- AZA
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Uzâ) Kertenkele
- AZA
- (Hukuk) Vücutta belli bir işlevi yerine getiren bölüm
- aza
- Üye
- aza
- Vücut parçası, organ
- aza
- Vücut parçası, organ: "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde."- Y. K. Karaosmanoğlu
- aza
- Üye: "Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti."- R. N. Güntekin
- âzâ
- (Osmanlı Dönemi) üye; organ, bedenin her bir uzvu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف aza' في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- aza
- Used attributively for a nitrogen atom substituted for a carbon atom within a ring
However, aza N-atoms (~N=) have to be counted, if they replace methine groups in the chain..
- aza
- Of or pertaining to a substituted nitrogen atom within a cyclic compound
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف aza' في التركية الإنجليزية القاموس.
- aza
- (a) member (of a club, society, etc.)
- aza
- (Anatomi) member, (a) part (of the body); organ; limb
- aza
- member " üye; limbs, organs
- aza
- members (of a club, society, etc.)
- aza
- (Anatomi) members, parts (of the body); organs; limbs
- aza kanaat etmek
- do with less
- aza razı olmak
- lover one's sights
- aza çoğa bakmamak/ çok dememek
- to be satisfied with what one gets
- murahhas aza
- Corporate executive
- murahhas aza
- Corporate executive, executive appointed by the board of directors of a corporation
- denetimi en aza indirmek
- (Hukuk) deregulate
- en aza indirmek
- (Hukuk) m inimize