A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
- Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Tatoeba can help people to learn minority languages.
- Tatoeba insanların azınlık dillerini öğrenmesine yardım edebilir.
We have to stand up for minority rights.
- Azınlık haklarını korumalıyız.
Women are not a minority.
- Kadınlar bir azınlık değildir.