ayrımsız

listen to the pronunciation of ayrımsız
التركية - الإنجليزية
bar none
similar, identical
ayrım
discrimination

Discrimination on the basis of gender is prohibited. - Cinsiyet temelli ayrımcılık yasaklanmıştır.

He's opposed to racial discrimination. - O, ırksal ayrımcılığa karşı çıktı.

ayrım
differentiation
ayrım
{i} difference

Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion. - Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.

ayrım
distinction

I can make a distinction between good and bad. - İyi ve kötü arasında ayrım yapabilirim.

It's necessary to make a distinction between the two sounds. - İki ses arasında bir ayrım yapmak gereklidir.

ayrım
{i} apartheid
ayrım
(Havacılık) clearance
ayrım
(Gıda) fraction
ayrım
analysis
ayrım
discrepancy
ayrım
division
ayrım
segregation

The masses are entirely ignorant of the segregation problem. - Halk ayrımcılık probleminden tamamen habersiz.

ayrım
certain
ayrım
difference, distinction; segregation, discrimination
ayrım
margin
ayrım
difference, distinction
ayrım
point of separation
ayrım
differentiation, unequal treatment
ayrım
part
ayrım
part, chapter, section
ayrım
cin. sequence
ayrım
color bar
التركية - التركية
Ayrımlı olmayan, aynı, farksız
Ayrım
fark
ayrım
Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü
ayrım
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık; benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
ayrım
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
ayrım
Alt bölüm
ayrım
Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip, olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü
ayrım
Ayırma işi, tefrik
ayrım
Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
ayrım
Ayrılma noktası
ayrımsız
المفضلات