Also Felicja has blonde straight hair.
- Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
- Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive.
- Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
I don't want to go, and besides it's too late.
- Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.
She is not only beautiful, but also gentle and, furthermore, intelligent.
- O sadece güzel değil fakat aynı zamanda nazik ve ayrıca zeki.
Furthermore, I don't know how to dance.
- Ayrıca nasıl dans edileceğini bilmiyorum.
There was one American, one Canadian, plus about ten Germans.
- Bir Amerikalı, bir Kanadalı ve ayrıca yaklaşık on tane Alman vardı.
Mary speaks perfect French. She speaks fluent German as well.
- Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.
Natural mineral water contains calcium, magnesium, sodium, potassium as well as nitrate.
- Doğal maden suyu kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve ayrıca nitrat içerir.
She is beautiful, and what is more, very graceful.
- O güzel ve ayrıca çok zarif.
l know he's stubborn, ill-bred, and what's more, he's crazy.
- Onun inatçı, terbiyesiz olduğunu biliyorum ve ayrıca o deli.
You can also replace the mascarpone with cream.
- Ayrıca krem peyniri krema ile değiştirebilirsiniz.
You can also get the weather forecast by telephone.
- Ayrıca telefonla hava tahin raporunu alabilirsiniz.
I'd like to have ketchup on the side.
- Ayrıca ketçap almak istiyorum.
I'd like to have mustard on the side.
- Ayrıca hardal almak istiyorum.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.
We had to pay ten thousand yen in addition.
- Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.
Tom is tall and likewise strong.
- Tom uzundur ve ayrıca güçlüdür.
It's a way to make a little extra on the side.
- Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
I'd like to have the sauce on the side, please.
- Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.
It's a way to make a little extra on the side.
- Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
The price is low, but then again, the quality isn't very good.
- Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.
Furthermore, I don't know how to dance.
- Ayrıca nasıl dans edileceğini bilmiyorum.
Furthermore, even after the company information session, we sometimes hold company tours.
- Ayrıca şirket bilgisi oturumundan sonra bile biz bazen şirket turları düzenleriz.
Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy.
- Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.
Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
- Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
Don't you also think that out politicians are too old?
- Ayrıca politikacıların çok yaşlı olduğunu düşünmüyor musunuz?
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.
Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy.
- Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.
He had the privilege of studying abroad for two years.
- O, iki yıllığına yurt dışında eğitim görme ayrıcalığına sahipti.
2015 was the International Year of Soil and also the International Year of Light.
- 2015 uluslararası toprak yılı ve ayrıca uluslararası ışık yılıydı.