The magician's use of smoke and mirrors was an elaborate facade.
- Büyücünün duman ve aynalar kullanması ayrıntılı bir cepheydi.
His talk is nothing but smoke and mirrors.
- Onun konuşması duman ve aynalardan başka bir şey değildir.
Its surface was as flat as a mirror.
- Onun yüzeyi bir ayna kadar düzdü.
A mirror reflects light.
- Bir ayna ışığı yansıtır.
A mirror can be made out of metal or glass.
- Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir.
There were two glasses under the mirror.
- Aynanın altında iki gözlük vardı.
The telescope's mirror needs to be perfectly smooth.
- Teleskobun aynasının mükemmel biçimde pürüzsüz olması gerek.
This telescope has a very large mirror.
- Bu teleskop çok büyük bir aynaya sahip.