التركية - الإنجليزية
تعريف ayakkabıyı في التركية الإنجليزية القاموس.
- shoes
- a particular situation; "If you were in my place what would you do?"
- Another term used for a Wiper die
- High-top shoes (covering the ankle) must be worn by a kart driver Even though special karting shoes are offered, many drivers wear either high-top running shoes or wrestling shoes The sole should be thin, so that your feeling-sensitivity is not reduced Abresion resistant shoes are recommended
- Scarpa's shoes for curing club feet, etc Devised by Antonio Scarpa, an Italian anatomist
- plural of shoe
- Since everything in dancing happens from the feet up, the correct footwear, from a practical point of view, is a dancer's most important item of dress Non-slip or non-skid leather heels and soles are the first consideration when selecting shoes
- ayakkabı
- shoe
The muddy road has ruined my new shoes.
-Çamurlu yol, yeni ayakkabılarımı mahvetti.
Those shoes go well with this white skirt.
-Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.
- ayakkabı
- chaussure
- ayakkabı
- footwear
I don't really understand footwear.
-Gerçekten ayakkabıları anlamıyorum.
- ayakkabı
- pump
She was wearing pumps.
-O dans ayakkabıları giyiyordu.
There have been a lot of complaints about the high prices at the pumps.
-Topuklu ayakkabılarda yüksek fiyatlar hakkında bir sürü şikayetler vardı.
- ayakkabı
- blacking
- ayakkabı
- in shoes
- bu ayakkabıyı tamir edebilir misiniz
- Can you repair these shoes
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف ayakkabıyı في التركية التركية القاموس.
- ayakkabı
- Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik gibi dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, pabuç
- Ayakkabı
- paşmak
- Ayakkabı
- başmak
- Ayakkabı
- garavle
- Ayakkabı
- pabuç
- Ayakkabı
- kapara
- Ayakkabı
- (Osmanlı Dönemi) MEST
- Ayakkabı
- capula
- ayakkabı
- Özellikle sokakta ayağı korumak için giyilen ve altı kösele, lastik gibi dayanıklı maddelerden yapılan ayak giyeceği, pabuç