Şirin ol ve kapa çeneni!
- Be pretty and shut up!
Fırında çalışan kız şirin.
- The girl who works at the bakery is pretty.
Onun çok sevimli olan bir kızı var.
- He has a daughter who is very pretty.
Sanırım Tom da oldukça sevimli.
- I think Tom is pretty cute, too.
Senden oldukça memnunum.
- I am pretty pleased with you.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
- That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor.
- Tom knows Mary pretty well.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- Tom is pretty sure everything will go well.
Tom epeyce zengin, değil mi?
- Tom is pretty rich, isn't he?
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Jane çok güzel ve nazik.
- Jane is very pretty and kind.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
His sadistic self-torturings finally landed him in a pretty mess: still completely married, practically sure he was in love with Tillie, he made dishonorable proposals of marriage to two other women.