Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
- For a while she did nothing but stare at me.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Erkek kardeşi bir süredir kayıp.
- His brother has been missing for a while now.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Bence bir süre için güvenliyiz.
- I think we're safe for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.