I cannot set a trap here. It's forbidden to hunt.
- Burada bir kapan kuramam. Avlanmak yasaktır.
The heron had to hunt for food every day.
- Balıkçıl her gün yemek için avlanmak zorundadır.
This park used to be a hunting ground for a noble family.
- Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
I should've gone hunting.
- Avlanmaya gitmeliydim.
This park used to be a hunting ground for a noble family.
- Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
Hunting is prohibited in this area.
- Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
He is hunted by the police.
- O, polis tarafından avlandı.
This park used to be a hunting ground for a noble family.
- Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.