avize

listen to the pronunciation of avize
التركية - الإنجليزية
chandelier

A crystal chandelier was hanging over the table. - Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.

There was a beautiful chandelier hanging from the ceiling. - Tavandan sarkan güzel bir avize vardı.

(Botanik, Bitkibilim) yucca
droplight
lustre [Brit.]
chandelier; luster
{i} luster
{i} lustre
avize ağacı
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: Agavaceae) yucca
التركية - التركية
Tavana asılan süslü aydınlatma aracı
Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı: "Bulunduğumuz yeri sarayın tek parça, geniş camlarından akseden avize ışıkları aydınlatıyordu."- R. H. Karay
Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, billûr, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
AVİZE
(Osmanlı Dönemi) f. Lamba, fener, gaz veya mumları havi olarak tavana asılan maden veya billurdan süs eşyası
avize ağacı
Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı (Yucca glosiosa)
avize
المفضلات