She has an advantage over me.
- O, benim üzerimde bir avantaja sahiptir.
What is the advantage to this technology?
- Bu teknolojinin avantajı nedir?
Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
- Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
Mary turned down Tom's advances.
- Mary Tom'un avantajlarını geri çevirdi.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
The costs outweigh the benefits.
- Maliyetler avantajlardan daha ağır basar.
Tom gave me a head start.
- Tom beni daha avantajlı başlattı.
Tom gave me a head start.
- Tom beni daha avantajlı başlattı.
The odds are in his favor.
- Avantajlar ondan yana.
I offered him odds of 3 to 1.
- Ona üçe birlik avantaj önerdim.