O bütün çabalarını işe yaramaz buldu.
- He found all his efforts of no avail.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Bu fırsattan yararlansan iyi olur.
- You had better avail yourself of this opportunity.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
Tekrar denedim ama boşuna.
- I tried again, but to no avail.
Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
- The bus service won't be available until the snow has melted.
Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
- This bacteria is resistant to every available antibiotic.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- The only room available is a double.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Şu anda müsait değilim.
- I'm not available right now.
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Maalesef uygun değilim.
- I'm afraid I'm not available.
Bu demiryolu istasyonunda uygun bir hamal bulmak zordur.
- It is difficult to find a porter who is available in this railroad station.
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Bu bilet bütün bir yıl için kullanılabilir.
- This ticket is available for a whole year.
Bu daktilo kullanılabilir mi?
- Is this typewriter available?
Tekrar denedim ama boşuna.
- I tried again, but to no avail.
O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.
- He attempted to climb the fence to no avail.
Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız?
- Are you available next week for a follow-up interview?
Öğle yemeği hazır olacak.
- Lunch will be available.
Medicines will not avail to halt the disease.
Artifices will not avail the sinner in the day of judgment.
I availed myself of the opportunity.
While holding an avail yesterday, the candidate lashed out at critics.
The avails of this auction will go to the Cancer Society.
Labor, without economy, is of little avail.
For I wold haue the swerd more for your auaylle than for myne, for I am passyng heuy for your sake.
The currently available evidence does not allow me to make such a claim.
- The currently available evidence does not permit me to make such a claim.
Tom is not available at the moment. May I take a message?
- Tom isn't available at the moment. May I take a message?
We have an available candidate.
This is an available plea.
I'm availing myself of the opportunity.
Any use would probably be an availing of the protection afforded by the passport.