Otomobiller fabrikalarda yapılır.
- Automobiles are made in factories.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
- She was killed in an automobile accident.
Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.
- Thousands of Americans owned automobiles.
Bu otomatik bir kapıdır.
- This is an automatic door.
Otomatik kapı açıldı ve Tom içeri girdi.
- The automatic doors opened and Tom got in.
Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.
- Crises do not automatically produce the right recipes against them.
1970'lerin otomotiv endüstrisinde Japonya kendi oyununda ABD'yi yendi.
- In the automotive industry of the 1970's, Japan beat the U.S. at its own game.
Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
- Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
Öz yaşam öyküsünde, defalarca mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
- Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
Otomobil elektrikle çalışır.
- The automobile runs on electricity.