automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)

listen to the pronunciation of automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)
الإنجليزية - التركية

تعريف automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet) في الإنجليزية التركية القاموس.

car
{i} vagon

Vagon ve koltuk numarası biletin üzerinde yazılı. - The car and seat number are written on the ticket.

Tren on beş vagondan oluşuyor. - The train is made up of fifteen cars.

car
{i} otomobil

O, bir Japon otomobiline sahiptir. - He has a Japanese car.

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

car
{i} kabin

Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar. - They're taking the freight out of the train car.

car
yolcu taşımaya mahsus kısım
car
car barn taşıt deposu
car
vagon/araba
automobile
araba

Bir araba kazasında hayatını kaybetti. - She was killed in an automobile accident.

Geçenlerde bir araba kazası geçirdim. - I was recently in an automobile accident.

automobile
otomobil

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı. - Automobiles replaced carriages.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir. - This factory manufactures automobile parts.

car
araba

Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir. - The name of Marco's car is 'Thunder Giant'.

Dün gece arabam çalındı. - My car was stolen last night.

automobile
otomobıl
car
(isim) araba, otomobil; vagon, kabin, yolcu bölümü (balon veya zeplin)
car
içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık
ألمانية - الإنجليزية
car
automobile