Tom istemediği sürece Mary ile dans etmek zorunda değildir.
- Tom doesn't have to dance with Mary unless he wants to.
Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
- Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
Benimle dans etmek ister misin?
- Would you like to dance with me?
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
- This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
Tom lise balosunda Mary ve sadece diğer üç kız ile dans etti.
- Tom danced with Mary and only three other girls at the high school prom.
Baloya gelmeme izin ver; Ben de dans etmek istiyorum.
- Let me come to the ball; I, too, would like to dance.
Dans etmeni izlemek eğlenceli.
- It's fun to watch you dance.
Tom Mary ile dans etmeliydi.
- Tom should've danced with Mary.
Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum.
- I don't like the sun, I prefer the rain and dance under it.
O birçok halk oyunu biliyor.
- He knows many folk dances.
O bir dans müziği plağı aldı.
- She has bought a record of dance music.