Yaşlandığımda hoş bir görünüme sahip olmak istemiyorum, mutlu olduğum görünün istiyorum.
- Ich will nicht toll aussehen, wenn ich alt bin, sondern glücklich.
Güzel insanları severim. Dış görünümleri ise bu arada beni hiç ilgilendirmez
- Ich mag schöne Menschen. Ihr Aussehen ist mir dabei völlig egal.
Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.
- Exhaust from factories pollutes the air.
Hava bizim göremediğimiz gazların karışımından oluşuyor.
- Air is a mixture of gases that we cannot see.
Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.
- You don't have to give yourself such airs.
Fiyaka yapan kızlardan hoşlanmam.
- I don't like girls who put on airs.
Ben gençken onun küstah bir tavırı vardı.
- When he was young, he had an arrogant air.
You shouldn't judge a person by his looks.
- Du solltest Menschen nicht nach ihrem Aussehen beurteilen.
Don't judge a man by the way he looks.
- Beurteile einen Menschen nicht nach seinem Aussehen.