aussagekräftig

listen to the pronunciation of aussagekräftig
ألمانية - التركية
detaylı
الإنجليزية - التركية

تعريف aussagekräftig في الإنجليزية التركية القاموس.

meaningful
{s} anlamlı

Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı. - Tom gave Mary a meaningful look.

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor. - He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.

meaningful
(sıfat) anlamlı
conclusive
anlaşılmış
conclusive
(Ticaret) kesinleşmiş
conclusive
kesin

Kanıtlar oldukça kesin. - The evidence is fairly conclusive.

conclusive
şüpheleri ortadan kaldıran
conclusive
{s} son, nihai
conclusive
{s} son
conclusive
{s} kati
conclusive
{s} inandırıcı
meaningful
{s} anlamlı, manalı