Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
- I borrowed the dictionary from my friend.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Sauna Finceden ödünç alınmış yaygın olarak kullanılan birkaç sözcükten biridir.
- Sauna is one of the few widely used words that have been borrowed from Finnish.
Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
- He spent all the money that his friend had lent him.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
- I borrowed this comic from his sister.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Would you mind if I borrowed your car?
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilginç.
- The magazine which you lent me is very interesting.
bir şeyi ödünç vermek.
Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.
- Tom wanted Mary to loan him some money.
Bana bir kalem ödünç verebilir misin?
- Can you loan me a pen?