Müziksever bir aileden mi geldin?
- Did you come from a musical family?
Bu koku fırından gelebilir!
- This smell might come from the oven!
O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
- He has gone out for a walk.
Maalesef o az önce dışarı çıktı.
- I'm afraid he's just gone out.
The well is running dry.
Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
- Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.
- Kathleen's statements turned out to be true.
İtfaiyeci geldiğinde yangın çoktan sönmüştü.
- The fire had already gone out by the time the firemen arrived.
Tom is the only boy Mary has ever gone out with.
- Tom ist der einzige Junge, mit dem Maria je ausgegangen ist.
Tom blew his top when he heard that Mary had gone out with John.
- Tom fuhr aus der Haut, als er erfuhr, dass Maria mit Johannes ausgegangen war.