Tom ve genç erkek kardeşinin ayrı olduğunu söyleyemem.
- I can't tell Tom and his younger brother apart.
O, ailesinden ayrı yaşıyor.
- He lives apart from his family.
Ne yazık ki bütün şey parçalara ayrıldı.
- Unfortunately, the whole thing fell apart.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
- He likes to take electric devices apart.
Tom'un dairesinde başka ne buldun?
- What else did you find in Tom's apartment?
Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
- Apart from his parents, no one knows him very well.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
- Tom lives in an apartment not far from my place.
Şeyler parça parça oluyor.
- Things are coming apart.