Rüyalarını gerçekleştirmek için kesinlikle bir şey yapmak gerekir: Uyanmak!
- Um seine Träume zu verwirklichen, muss man auf jeden Fall eins tun: Aufwachen!
Rüyalarını gerçekleştirmek için kesinlikle bir şey yapmak gerekir: Uyanmak!
- Um seine Träume zu verwirklichen, muss man auf jeden Fall eins tun: Aufwachen!
Tom çocukları uyandırmak istemedi.
- Tom didn't want to wake up the kids.
Sanırım Robert'ı uyandırmanın zamanı.
- I believe it's time to wake up Robert.
Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.
- Jim didn't wake up until his mother woke him.
O, gürültü ile uyandırıldı.
- He was awoken by the noise.
Tom yan dairede şarkı söyleyen Mary diye biri tarafından uyandırıldı.
- Tom was awoken by a Mary singing in the next apartment.
The doctors tell you that your brother will never wake up again.
- Die Ärzte sagen dir, dass dein Bruder nie mehr aufwachen wird.
You have to wake up early tomorrow morning.
- Du musst morgen früh zeitig aufwachen.