aufgedeckt

listen to the pronunciation of aufgedeckt
الإنجليزية - التركية

تعريف aufgedeckt في الإنجليزية التركية القاموس.

exposed
{s} maruz

O, tehlikeye maruz kaldı. - He was exposed to danger.

Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı. - The commander exposed his men to gunfire.

detected
saptanmış
detected
saptanan
detected
(Bilgisayar) algılandı
exposed
çıplak
exposed
açıkta
exposed
{f} maruz kal

Birçok tehlikelere maruz kaldı. - He was exposed to many dangers.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır. - In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

exposed
meydanda
exposed
muhafazasız
detected
sapta(mak)
exposed
maruz kalan
detected
sapta

Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı. - In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.

exposed
{s} korunmasız
exposed
(Askeri) AÇIK, AÇIKTA: Düşman taarruzuna maruz. Bak. "covered" ve "protected"
exposed
{s} (sıfat) ışığa tutulmuş (film)
exposed
{s} açık

Fadıl karanlık sırrını açıkladı. - Fadil exposed his dark secret.

exposed
(sıfat) korunmasız, açık, maruz, ortada, ışığa tutulmuş (film)
exposed
çekilmi
ألمانية - الإنجليزية
unhidden
exposed
solved
disclosed
detected
unlocked
uncovered
unveiled
revealed
unmasked
unraveled
Er hat viele Problemfelder aufgedeckt.
He has cast light on many problem areas