aufgebracht

listen to the pronunciation of aufgebracht
ألمانية - التركية
(Gramer) (wegen etw./jds. + G) bir şey, birisi nedeniyle aşırı derecede kızmak
(Gramer) (über etw./jdn. + A) bir şeye, birisine aşırı derecede kızmak
الإنجليزية - التركية

تعريف aufgebracht في الإنجليزية التركية القاموس.

angry
öfkeli

Neden bu kadar öfkelisin? - Why are you so angry?

Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz? - Why are you guys so angry?

angry
{s} kızmış

O, kendisine kızmıştı. - He was angry with himself.

Başkan Jefferson kızmıştı. - President Jefferson was angry.

angry
kızgın

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu. - Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.

angry
sinirli

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi. - Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.

Sinirli olmadığını umut ediyorum. - I hope that you are not angry.

angry
{s} hiddetli

Oldukça hiddetli görünüyorsun. - You look pretty angry.

angry
kabarmış
angry
(hava) fırtınalı
angry
gazaplı
angry
darılmak
angry
dargın
angry
{s} hırslı
angry
gazapla
angry
angrily hiddetle
angry
angry about a thing bir meseleden dolayı darılmış
angry
(sıfat) kızgın, kızmış, hırslı, öfkeli, hiddetli, iltihaplı, kızarmış, fırtınalı
angry
{s} kızarmış
angry
gücenmiş darılmış
angry
{s} fırtınalı
ألمانية - الإنجليزية
got somebody's dander up
incensed
nettled
in a swivet
furious
enraged
angry
disgruntled
deposited
mustered
deviled
spleenful
introduced onto
aufgebracht (gegen jemanden)
resentful (of somebody)