İngilizce bilgisini tazelemek için yurt dışında eğitim gördü.
- She studied abroad in order to brush up her English.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
İngilizcesini tazelemek için geçen sene ABD'ye gitti.
- He went to the United States last year to brush up his English.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I need to brush up my French.
Makyajını tazelemek ister misin?
- Would you like to freshen up?
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.
Makyajını tazelemek ister misin?
- Would you like to freshen up?
If you're going to go to France, you should brush up your French.
- Wenn du vorhast, nach Frankreich zu gehen, solltest du dein Französisch auffrischen.
I want to brush up my English.
- Ich möchte mein Englisch auffrischen.
If you're going to go to France, you should brush up on your French.
- Wenn du vorhast, nach Frankreich zu gehen, solltest du dein Französisch auffrischen.