Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
Genç olmasına rağmen gri sakalı var.
- Although he's young, he has a grey beard.
Onunla gerçekte tanışmadığımız halde Mary hakkında çok şey biliyorum.
- Although I know a lot about Mary, I haven't actually met her.
Sana söylediğim halde yapmadın bunu.
- Although I tell you to, you don't do it.
Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir.
- Although he is young, he is very careful.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
- Although the economy is weak, some companies are still making a profit.