Ümitsiz olmana şaşmamalı.
- No wonder you're frantic.
Leyla oldukça çılgına dönmüştü.
- Layla was pretty distraught.
Sami kulağa çok sinirli gibi geliyordu.
- Sami sounded distraught.
Tom çok sinirli görünüyordu.
- Tom seemed to be distraught.
Tom biraz perişan görünüyordu.
- Tom was looking somewhat distraught.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.