Senin lisansın hala askıda, değil mi?
- Your license is still suspended, isn't it?
Benim lisansım hâlâ askıda.
- My license is still suspended.
Lamba bir ağacın dalından askıya alındı .
- The lamp was suspended from the branch of a tree.
Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
- I saw my Twitter account suspended after a while.
Tom askıya alınmış olmalıydı.
- Tom should've been suspended.
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
- My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.
Tom'a altı ay ertelenmiş hapis cezası verildi.
- Tom was given a six-month suspended sentence.
Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.
- The earth is just a sphere suspended in space.
Dairemde asma tavan var.
- My apartment has a suspended ceiling.